Poetry is the Act of crystallizing the Fluid of Soul into Word---Poezia është akt i kristalizimit te fluidit shpirtëror në fjalë ©Fahredin Shehu
Tuesday, April 20, 2010
Rumi
U zgjuam për së dyti
Si manifestim shpirti
Përvojë e paharrueshme
U sollëm rreth vetes që i ngjante atij
Më shumë se neve të dalldisur
Ata kërkuan që lutja ta ketë formën e tyre por
Ne u ndalëm tek domethënia
Ujin e pimë me shumë kënqësi
Lajmëtari qiellor endej për ta vënë re
Ne e vumë re dhe e gostitëm
Rrobet ia lamë, verë dhe bukë
Këmbët ia lamë dhe e parfumosëm me jasemin
Shtrat me mbloje ëndrrash dhe
çati me çeremide të praruara
Ajrin tonë ta mbushë me frymëmarrje…
E tij ta mbars këtë nuse të virgjër të shpirtit tonë
Tek endet nëpër katër korridore të rubinta
Të zemrave tona
Ne filluam të bëzajmë
Pas heshtjes që zgjati me vite drite
Ne filluam ta masim vetën me kandar hyjnie dhe
Sakaq …
Mbetëm të ngujuar në germa
Fletët e fiqëve të artë
Retë tona ishin me shi të bekuara edhe
Zemrat plot dashuri
Kupat e iluzionit i hodhëm
Në përrockën e shpirtërave
Të etshëm për iluzione
Ecëm buzë lumit dhe përcollëm
Ujëvarën e trupave njerëzore
Derdhnin epshe ama të gjithë
Fletët e fiqëve të artë i mblodhëm
Për ta mbuluar urtësinë tonë sepse
Të tjerët frikësoheshin nga lakuriqësia e fjalëve të mbarsuar
Me vrojtime që sjellin urti
Bekimet tona i paketuam
Ne qese PVC që t’u shërbejnë më vonë si infusion
Arsyetimeve u dhamë emra të ndryshëm
Jo për t’i hutuar të tjerët por
Për t’u treguar se ai i cili e arsyeton vetën pas çdo dështimi
Është humbës më i madh
Fati ndezi një kuazar në terrin qiellor
Që ta zbuloj gjendjen dhe nivelin tonë
Kuptuam se sa të mëdhënjë ishim
Kuptuam se sa të vegjël ishim
Kuptuam se sa të mesëm ishim dhe
Aty mbetëm në mes të padukshëm
Pothuaj ordiner që të mos trishtohen shpirtërat mineral, vegjitativ, animal dhe human
Kuptuam se nuk na duhen çmimet, lavdatat, respektet dhe të githat që
Turbullojnë mendjen si vera tokësore
Kuptuam pas pirjes së verës së shtrydhur nga rrushi në torkullin kosmik dhe
Filluam të dashurojmë ashtu
Ashtu si thonë të tjerët marrëzisht dhe kaq na mjaftonte
Të gjitha dhimbjet e të gjitha ngjyrave i tjerrëm në litar shumëbojësh
Lidhëm nyje dhe kënduam të yshtura engjëllore pas mësimeve të Al Nunit
Zoti na shikonte ashtu neve na dukeshte me buzëqeshje prindërore dhe
Na shikonte se me sa seriozitet ne hedhim hapat e parë
Në rërën e praruar ku mbeten gjurmat e shputave sikur në gur të pashlyeshëm prore
Kjo dhe ajo nuk na bënin përshtypje
Se edhe pa ato bën
Bën po si edhe pa të gjithat
Pos pa dashuri
Friday, April 16, 2010
Monday, March 29, 2010
William Shakespeare
There are more things in heaven and earth, Horatio, Than are dreamt of in your philosophy
Poezite Eliksir, Hojet dhe Teofanitë të perkthyera nga Prof. Dr. Metin Izeti
İKSİR
Kadehin dibinde kuzu gibi uyuyan bir sadece bir iksir budasıdır o
Onlar şimdi Kalb dıyorlar, ben ise kontamine edilmiş ruh, sen ise narın cevahır taneleri dıyebilirsin
İnsancıl birimler isimlendirilen bizler ise sadece sevebiliriz ve bu kadarı bize yeter
Bin yıl için işkence çekelim ve bir gün daha katalım
Gafil olan ise dünyanın en mesud cahilidir, ben ise kimin için bilmesem bile dikkatı canlandırıyorum
Ne için bilmıyorum amma hedef asla kendi süsünü göstermemektedir önceden
Gözlem için, aşk için veya kendi tecelliyatının temizliğinden dolayı
Sözler uca güzelce sıralandığında insan kafataslarından bükülen kalemlerde
Mısra gerdanının parıltısı sülpmeye başlar, susuz olan canların susuzluğunu giderecek hakikatı fışkıracak bir kaynak yoktur
Bir ilahi lokma için can atan kalplerimiz açtır ve intihar eden canlar gibi pisiltimiz yükseliyor
Üstünzekalıların karınları boştur, hakikata bir defa sadece sarılmak için can çekiyor, onun sesini bir defa bile duymadılar, sinek sesi misalinde bile
Asla nefrıte düşen bir donuk canın sesini duymadılar ve daha sonra onu maderi ve ilahi mahiyetin Galeteani gibi
Geç kalan nimetlerin demeti ise beklemekte
Aşkın yoksuzluğu gururla fışkırıyor ve kendi zekasını hiç utanmadan gösteriyor
Ben ise arı gibi dönüyorum, hikmet balının özünü arıyor, Ana arımı beslemem gerek
Ona sonsuz hayat bahş edeyim, içinde kıral jeli olsun, sondan göbeğe kadar nezaketle damlasın.
PETEKLER
Nefes balmumundan petekler yapmışız
Polen ve bal özlerini toplamaktayız
Koşe kadehlerini dolduralım
Radıokatif yaraları balsamla tedavi ettik
Ruhu kabuklarla sakinleştirdik ve neden sonra pelin gibi yandı
Taşlara isim ve vucutta yer verdik, sinir damarların sonlarına gökyüzü birimleri gibi koyduk ve bilginler onlara gangliyeler dediler.
Ruhumda şimşikvari birf sancı hissediyorum
Benim ihtiyar üzüm tanelerini polıfenol ile sıkmakta
Gelinim iki omuzun arasında mühürlü melekleri öpmekte
Kızım bana ben kendimi aşkın aynada gördüğümden daha çok benzemekte
Oğlum iki tombul yanağının bır tarafında sömükler diğerinde ışık neonları gibi gülümsemes,n, unutmuş
Annen yemek pişiriyor ve şahıslarımız için aşkın şaraptan kadehler dolduruyor, hepsi eğlensinler diye partiye davet ediyorum
Kardeşim dönen, raks eden misafir beklemekte
Kız kardeşim gizemleri dua aderek seccade dokumakla anlatıyor
Biz değişik şahıslar beraberce dünya ahenginin planını çizmekteyiz
Kafatasımızda verimli toprakları istila etmek için hayaller yapıyoruz
Aşk nerede tohumunu atabilir
Cahilim bilgisiz yaşamakta, rahat durmakta ve bizimle alay etmektedir
Tüccarım akılsızlığımızda kudurdu
Üstünzekalım kimsenin kulak vermediği sözlerle boğuluyor
Sanatçım nefesini donduruyor ve söz sarkıtları imal ediyor
Benim cinim bataklıkta olan sivrisineğı nasıl yakalayacağımı söylüyor ve sol ayağından ipek ipliğiyle nasıl bağlayacağımı anlatıyor
Şeytanım Eudemondur ve bana birini kırdığımda ilk önce öpmemi ve ondan sonra kırılmışsam tükürebilirim
Meleğim MP3 sılıkonda çalan birçok nagme ile beni zevklendirmeye uğraşıyor
Şaşkınlığın anadilişmde konuşup soruyor
Ey susuz yetim seni kim okuyor
Yerimde din cevap veriyor
Nazık güzel ömrün karşısında durup söylüyor
Dünya 2010 ve de 3012 den sonra yaşayacak
Petek balı binlerce sene korur
Bu şiir değil
Sözler şaşırtmasın
Yeni iletişim icat edilinceye kadar
Bu kendi görevini ifa edecektir
Bu serafimlerin farmakopesinden Teurgidir
Uzunhayatlılık için iksirdir bu
TECELLILER
Taneleşmiş tükürük neredeyse boğazımda kaldı
Kış ile ilkbahar arasında uzun bir gün
Halimi arkadaşlarımdan sadece bazıları tanıumakta
Aşkı her mahluk hissettiğinde
Nefret ile piçler beni serpiştiriyor
Adını ve dinini değiştirenler de
Bu boğultucu görülen mahluklar ve tuhaf tecelliler kesreti
Ruhumun sinir bezleri kuvvetleşti
Ruh cüzıyatı aski millet olan Aşkın horonunu tepmektedirler
Havata sinekler gibi seks yapanlar kin bebekleri doğurur
Bebekler öldürülür mü bizim sorumuzdur
Biz ki ilahi mahlukat ve tecelliyat kesretiyiz
Tecelliyata temiz kalplerimizle katılmaktayız
Can dolu, ambergris ve limonen dolu sabah melteminin budalarında güneş gibi
Cıvet, moshus ve yorgun düşmüş insanların ter kokuları
Biz konuşuyor biz şarkı söylüyor biz resim çiziyor
Çalışmakla, ağızdan hece çıkarmadan
Biz kaplanmış tozla serpiştiriyoruz
Göze doğru bakıyor, Satürn gibi yüzük renkli vetavuskuşu tüyleri gibi göze bakıyor
Biz küb şeklinde mabedi inşa ediyor ve kübde satranç oynuyoruz
Biz Musa ve Lut peygamberlerin misafirleri ayak bastığı toprağı istiyoruz
Biz yüksek tabakaların sakinleri ve aşırı dakiklikte şarkı söylüyoruz
Burada cevahir dolu kaldırımıda yürüyenlerin kalplerine sevinci ıade ediyoruz
Oralara seyrek gidilir
Biz Cifri ezbere biliyorö on asfarı da ve melek Azrailin kitabını okuyoruz
Adam Kadmona yalnızlıkta dost olduk, henüz ayrılmadan insanların asırlarca kanlandıracakları toprakla birleşmeden
Biz Cona (Yahyaya) Ürdün nehrinde dedik ki İsayı vaftis etsin ve o insanları hidayete erdirsin
Az bilenler için
Biz Varakaya Muhammedi hakikatı arayanlara yol göstermek için hazırlamasını söyledik
Biz Bahaullaha insanlara kadınlara saygı gösterip ana toprak için ilgilenmelerini anlatmasını söyledik.
Aslında önümüzde ki 1000 yılda onların gıdası tohum ve su olacaktır
Biz Gibrana önümüzde ki 1000 yıl için Teurgiyi başlamasını söyledik ki bu sanat yaratıcılığı olan insanlara örnek olabilsin
Biz Fahredine şok yazıp taş gibi susmasını söyledik
Mihenk noktasını buluncaya kadar
Biz....
Kadehin dibinde kuzu gibi uyuyan bir sadece bir iksir budasıdır o
Onlar şimdi Kalb dıyorlar, ben ise kontamine edilmiş ruh, sen ise narın cevahır taneleri dıyebilirsin
İnsancıl birimler isimlendirilen bizler ise sadece sevebiliriz ve bu kadarı bize yeter
Bin yıl için işkence çekelim ve bir gün daha katalım
Gafil olan ise dünyanın en mesud cahilidir, ben ise kimin için bilmesem bile dikkatı canlandırıyorum
Ne için bilmıyorum amma hedef asla kendi süsünü göstermemektedir önceden
Gözlem için, aşk için veya kendi tecelliyatının temizliğinden dolayı
Sözler uca güzelce sıralandığında insan kafataslarından bükülen kalemlerde
Mısra gerdanının parıltısı sülpmeye başlar, susuz olan canların susuzluğunu giderecek hakikatı fışkıracak bir kaynak yoktur
Bir ilahi lokma için can atan kalplerimiz açtır ve intihar eden canlar gibi pisiltimiz yükseliyor
Üstünzekalıların karınları boştur, hakikata bir defa sadece sarılmak için can çekiyor, onun sesini bir defa bile duymadılar, sinek sesi misalinde bile
Asla nefrıte düşen bir donuk canın sesini duymadılar ve daha sonra onu maderi ve ilahi mahiyetin Galeteani gibi
Geç kalan nimetlerin demeti ise beklemekte
Aşkın yoksuzluğu gururla fışkırıyor ve kendi zekasını hiç utanmadan gösteriyor
Ben ise arı gibi dönüyorum, hikmet balının özünü arıyor, Ana arımı beslemem gerek
Ona sonsuz hayat bahş edeyim, içinde kıral jeli olsun, sondan göbeğe kadar nezaketle damlasın.
PETEKLER
Nefes balmumundan petekler yapmışız
Polen ve bal özlerini toplamaktayız
Koşe kadehlerini dolduralım
Radıokatif yaraları balsamla tedavi ettik
Ruhu kabuklarla sakinleştirdik ve neden sonra pelin gibi yandı
Taşlara isim ve vucutta yer verdik, sinir damarların sonlarına gökyüzü birimleri gibi koyduk ve bilginler onlara gangliyeler dediler.
Ruhumda şimşikvari birf sancı hissediyorum
Benim ihtiyar üzüm tanelerini polıfenol ile sıkmakta
Gelinim iki omuzun arasında mühürlü melekleri öpmekte
Kızım bana ben kendimi aşkın aynada gördüğümden daha çok benzemekte
Oğlum iki tombul yanağının bır tarafında sömükler diğerinde ışık neonları gibi gülümsemes,n, unutmuş
Annen yemek pişiriyor ve şahıslarımız için aşkın şaraptan kadehler dolduruyor, hepsi eğlensinler diye partiye davet ediyorum
Kardeşim dönen, raks eden misafir beklemekte
Kız kardeşim gizemleri dua aderek seccade dokumakla anlatıyor
Biz değişik şahıslar beraberce dünya ahenginin planını çizmekteyiz
Kafatasımızda verimli toprakları istila etmek için hayaller yapıyoruz
Aşk nerede tohumunu atabilir
Cahilim bilgisiz yaşamakta, rahat durmakta ve bizimle alay etmektedir
Tüccarım akılsızlığımızda kudurdu
Üstünzekalım kimsenin kulak vermediği sözlerle boğuluyor
Sanatçım nefesini donduruyor ve söz sarkıtları imal ediyor
Benim cinim bataklıkta olan sivrisineğı nasıl yakalayacağımı söylüyor ve sol ayağından ipek ipliğiyle nasıl bağlayacağımı anlatıyor
Şeytanım Eudemondur ve bana birini kırdığımda ilk önce öpmemi ve ondan sonra kırılmışsam tükürebilirim
Meleğim MP3 sılıkonda çalan birçok nagme ile beni zevklendirmeye uğraşıyor
Şaşkınlığın anadilişmde konuşup soruyor
Ey susuz yetim seni kim okuyor
Yerimde din cevap veriyor
Nazık güzel ömrün karşısında durup söylüyor
Dünya 2010 ve de 3012 den sonra yaşayacak
Petek balı binlerce sene korur
Bu şiir değil
Sözler şaşırtmasın
Yeni iletişim icat edilinceye kadar
Bu kendi görevini ifa edecektir
Bu serafimlerin farmakopesinden Teurgidir
Uzunhayatlılık için iksirdir bu
TECELLILER
Taneleşmiş tükürük neredeyse boğazımda kaldı
Kış ile ilkbahar arasında uzun bir gün
Halimi arkadaşlarımdan sadece bazıları tanıumakta
Aşkı her mahluk hissettiğinde
Nefret ile piçler beni serpiştiriyor
Adını ve dinini değiştirenler de
Bu boğultucu görülen mahluklar ve tuhaf tecelliler kesreti
Ruhumun sinir bezleri kuvvetleşti
Ruh cüzıyatı aski millet olan Aşkın horonunu tepmektedirler
Havata sinekler gibi seks yapanlar kin bebekleri doğurur
Bebekler öldürülür mü bizim sorumuzdur
Biz ki ilahi mahlukat ve tecelliyat kesretiyiz
Tecelliyata temiz kalplerimizle katılmaktayız
Can dolu, ambergris ve limonen dolu sabah melteminin budalarında güneş gibi
Cıvet, moshus ve yorgun düşmüş insanların ter kokuları
Biz konuşuyor biz şarkı söylüyor biz resim çiziyor
Çalışmakla, ağızdan hece çıkarmadan
Biz kaplanmış tozla serpiştiriyoruz
Göze doğru bakıyor, Satürn gibi yüzük renkli vetavuskuşu tüyleri gibi göze bakıyor
Biz küb şeklinde mabedi inşa ediyor ve kübde satranç oynuyoruz
Biz Musa ve Lut peygamberlerin misafirleri ayak bastığı toprağı istiyoruz
Biz yüksek tabakaların sakinleri ve aşırı dakiklikte şarkı söylüyoruz
Burada cevahir dolu kaldırımıda yürüyenlerin kalplerine sevinci ıade ediyoruz
Oralara seyrek gidilir
Biz Cifri ezbere biliyorö on asfarı da ve melek Azrailin kitabını okuyoruz
Adam Kadmona yalnızlıkta dost olduk, henüz ayrılmadan insanların asırlarca kanlandıracakları toprakla birleşmeden
Biz Cona (Yahyaya) Ürdün nehrinde dedik ki İsayı vaftis etsin ve o insanları hidayete erdirsin
Az bilenler için
Biz Varakaya Muhammedi hakikatı arayanlara yol göstermek için hazırlamasını söyledik
Biz Bahaullaha insanlara kadınlara saygı gösterip ana toprak için ilgilenmelerini anlatmasını söyledik.
Aslında önümüzde ki 1000 yılda onların gıdası tohum ve su olacaktır
Biz Gibrana önümüzde ki 1000 yıl için Teurgiyi başlamasını söyledik ki bu sanat yaratıcılığı olan insanlara örnek olabilsin
Biz Fahredine şok yazıp taş gibi susmasını söyledik
Mihenk noktasını buluncaya kadar
Biz....
Subscribe to:
Posts (Atom)